Lületaşı, magnezyum ve silisyum esaslı ana kaya parçalarının yerin muhtelif
derinliklerindeki başkalaşım katmanları içinde, hidrotermal etkilerle hidratlaşması
sonucunda oluşmuş kayaçtır. Bu kayacı fark eden bir alman mineralog (E. F. Glocker)
tarafından 19. yüzyıl ortalarında sepiolit olarak adlandırılmıştır. Sepiolit ismi mürekkep
balığının yunanca ismi olan 'sepion'a ithafen verilmiştir. Bu mineralin Almanca ismi olan
'Meerschaum' (deniz köpüğü) da mineralin yoğunluğuna ithafendir.
Kimyasal formülü Mg4Si6O15(OH)2•6 H2O şeklindedir ve yoğunluğu 0,988 - 1,279 gr/cm³
değerleri arasında değişir. Mikroskopik büyüklükteki kristalleri düzensiz biçimde
bağlanmıştır. Çok ince gözenekli yumuşak bir dokuya, beyaz ve beyaza yakın tonlarda bir
renge sahiptir.
Arkeolojik çalışmalar , lületaşının yaklaşık beşbin yıl öncesinden bilindiğini ve değişik
amaçlarla kullanıldığını göstermiştir. Günümüzde lületaşı süs eşyası ve özellikle pipo
yapımında kullanılmaktadır. Pipo ile tütün içme alışkanlığının yaygınlaşması lületaşının tüm
dünyada tanınmasını sağlamıştır.
Hafif, yumuşak ve beyazdır. Yumuşak olduğu için kolay işlenebilirdir. Lületaşı yanmaz ve
suda yüzer. Islandığında yumuşar ancak kuruyunca tekrar sertleşir. Gözenekli yapısı
sebebiyle nemi dışarı atan lületaşı, bu sebeple pipo yapımında kullanılmaktadır.
Nikotin emdiği için zamanla sararan lületaşı, kolonya ile silinerek tekrar
beyazlatılabilir. Ancak, pipolarda lezzeti bozacağı gerekçesiyle iç kısmına kolonya
değmesi önerilmez.
Model konusunda en önemli kaynak gözlem ve ustaların hayal gücüdür. Tasarlanan biçimde işlenen lületaşı endirekt ısıyla uzun sürede kurutulur ve çok ince zımparalanır. Tamamlanan lületaşı eserler beyazlatılmış ve yeteri kadar ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalanır. Yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş lületaşı eserler ovularak parlatılır.Bu esnada şeffaf krem/sarı renk alan lületaşı, fildişine benzer bir görüntü kazanır. Bu yüzyılın başlarında, özellikle, hanımların parça taşlardan el tornalarında boncuk çekmesiyle başlayan lületaşı işlemeciliği, Cumhuriyet yıllarından itibaren çok yönlü olarak gelişmiştir. Çinlilerin taklit edemeyeceği tek ürün olarak adlandırılan lületaşının çıkarılması ve işlenmesi konusunda yatırımcı bulunmasında zorlanılmaktadır.